Home

Evet, Türkiye’de askerlik sebebiyle işten ayrılan bir erkek işçi kıdem tazminatı alma hakkına sahiptir. Bu hak 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinde belirtilmiştir. İşten ayrılırken, ayrılma sebebini askerlik olarak belirtmek ve bu durumu işverene yazılı olarak bildirmek gerekmektedir​​. Ayrıca işçinin, askerlik sülüs belgesini dilekçesine ekleyerek ve işverenden alındı belgesi alarak bu süreci resmiyete dökmesi gerekmektedir. İşçinin noter aracılığı ile ihtarname çekmesi de tavsiye edilen bir yöntemdir​.

Kıdem tazminatının miktarı, işçinin en son aldığı brüt maaş ve geçmişte hizmet ettiği yıl sayısı esas alınarak hesaplanır. İşçinin maaşının yanı sıra, parayla ölçülebilen diğer faydalar da kıdem tazminatı hesaplamasına dahil edilir​​.

Evet, Türkiye’deki bir kadın işçi, evlilik nedeniyle işten ayrıldığında kıdem tazminatı alma hakkına sahiptir. Evlilik tarihinden itibaren bir yıl içinde iş akdini fesheden kadın işçi, bu tazminatı talep edebilir. Evlilik nedeniyle istifa eden kadın işçi için ihbar süresi uygulanmaz ve bu sebeple ihbar tazminatı hakkı doğmaz​​. Ayrıca, 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi uyarınca, işçinin evlilik sebebiyle iş akdini sonlandırması ve kıdem tazminatı hakkını kullanabilmesi için kaç kez veya kiminle evlendiğinin bir önemi bulunmamaktadır. İşçi, hizmet akdinin devamı boyunca her geçen yıl için işveren tarafından 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı alabilir​.

Tanıklık, yargı sürecinde önemli bir role sahiptir ve genellikle tanığın bildiği bilgileri paylaşması beklenir. Eğer tanıklık yapmak istemiyorsanız, bununla ilgili yasal haklarınız ve yükümlülükleriniz olacaktır.

Bir davada tanık olarak çağrıldığınızda gitmezseniz, yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Tanıklığın zorunlu olduğu durumlar vardır ve tanıklıktan kaçınma, yargılama sürecini etkileyebilecek ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, mahkeme tarafından çağrıldıysanız ve gitmek istemiyorsanız, bir avukata danışmak en iyisi olacaktır. Avukatınız, mevcut seçeneklerinizi ve tanıklıktan kaçınmanın yasal sonuçlarını sizinle tartışabilir.

Tanıklık yapmamanın mümkün olup olmadığı konusunda, tanıklığın mahiyeti ve zorunluluğu hakkında yasal tavsiye almak önemlidir. Bu durum genellikle yargılama usulleri ve yerel yasalarla belirlenir.

Yurtdışında gerçekleşen bir boşanma, Türkiye’de de tanınabilir. Ancak Türkiye’deki resmi makamlar tarafından tanınması için belirli prosedürlerin izlenmesi gerekir. Genellikle, yurtdışında alınmış bir boşanma kararının Türkiye’deki ilgili mahkemelerde tanınması ve tescil edilmesi için yargı kararının apostille ile tasdik edilmiş olması ve Türkçeye tercüme edilmiş olması gerekmektedir. İşlem, Türkiye’deki Aile Mahkemelerinde tanıma ve tenfiz davası açılarak yapılır. Bu sürecin nasıl işlediği ve gerekli belgeler hakkında daha ayrıntılı bilgi almak için bir avukata başvurmak önemlidir.

Eğer mahkemeden tebligat aldıysanız ve tebligat mahkemeye gitmenizi talep ediyorsa, genellikle bu bir yükümlülüktür ve gitmek zorundasınız. Tebligatı ihmal etmek veya mahkemeye gitmemek, hukuki sonuçlar doğurabilir. Bu tür durumlarda, ne yapmanız gerektiğini tam olarak anlamak için bir avukattan hukuki tavsiye almanız önemlidir.

Uzlaşma, taraflar arasında bir uyuşmazlığı gönüllü olarak ve karşılıklı tavizler vererek çözme sürecidir. Hukukta, özellikle ceza hukukunda, tarafların dava açılmadan önce veya dava sürecinde, bir anlaşmaya vararak konuyu mahkeme dışında çözme işlemine işaret eder. Uzlaştırma, ceza davalarında özellikle basit suçlarda, tarafların mağduriyetini gidermek ve adli süreci hızlandırmak için kullanılan alternatif bir çözüm yoludur. Uzlaşma, ilgili tarafların anlaşmasıyla sonuçlanırsa, dava açılmayabilir veya devam eden dava sonlandırılabilir.

1. İhtarname: Kiracınıza yazılı bir ihtarname göndererek kiranın ödenmesi için resmi bir talepte bulunun. Bu, yasal bir sürecin başlangıcıdır.
2. Süre Verin: İhtarnamede, borcun ödenmesi için makul bir süre tanıyın.
3. Hukuki Yol: Kiracı belirlenen süre içinde ödeme yapmazsa, tahliye davası açma hakkınız vardır.
4. Anlaşma Arayışı: Mümkünse, kiracınızla iletişime geçerek ödeme planı üzerinde anlaşmaya çalışın.

Bu süreçler sırasında bir avukattan hukuki destek almanız, haklarınızın korunmasına yardımcı olabilir.

Türkiye’deki mevcut yasalara göre, bir çiftin evlenmesinin ardından boşanma başvurusunda bulunabilmesi için genellikle bir bekleme süresi vardır. Ancak, çiftin evliliğin ilk yılında boşanma davası açabilmesi için “zorlayıcı sebeplerin” varlığını ispat etmesi gerekir. Eğer bu tür bir durum yoksa ve anlaşmalı bir boşanma söz konusu ise, evliliğin üzerinden en az bir yıl geçmiş olmalıdır. Fakat her durum farklılık gösterebilir, bu nedenle en doğru bilgi ve yol haritası için bir avukatla görüşmek önemlidir.

Türk Medeni Kanunu’na göre, mirasçılar kanuni mirasçılar ve atanmış mirasçılar olmak üzere ikiye ayrılır:

1. Kanuni Mirasçılar: Merhumun kan hısımları, eşi ve devlet kanuni mirasçılardır. Kan hısımları arasında altsoy (çocuklar, torunlar), üstsoy (anne-baba ve büyükanneler-büyükbabalar) ve yan soy (kardeşler, yeğenler) bulunur.
2. Atanmış Mirasçılar (Vasiyetnameli Mirasçılar): Merhumun vasiyetnamesiyle belirlediği kişilerdir.

Her iki tür mirasçı da, miras bırakanın mal varlığını yasal düzenlemelere göre paylaşır. Kanuni mirasçıların payları kanunda belirlenmiştir, atanmış mirasçılar ise vasiyetnamede belirtilen şekilde pay alırlar.

İhbar tazminatı, işverenin veya işçinin İş Kanunu’na göre belirlenen süreler dahilinde iş sözleşmesini sonlandırma zorunluluğudur. İş sözleşmesini sonlandıran taraf, karşı tarafa yasal ihbar süresini vermek zorundadır. İhbar süresine uymayan taraf, diğer tarafa ihbar tazminatı ödemekle yükümlüdür. Türkiye’de ihbar süreleri şöyledir:

• 6 aya kadar olan hizmet süreleri için 2 hafta,
• 6 aydan 1,5 yıla kadar olan hizmet süreleri için 4 hafta,
• 1,5 yıldan 3 yıla kadar olan hizmet süreleri için 6 hafta,
• 3 yıldan fazla süren hizmetlerde 8 haftadır.

İhbar tazminatı miktarı, işçinin ihbar süresine tekabül eden brüt ücreti kadar olup, ihbar süresinceki normal çalışma koşullarına göre hesaplanır.

Boşanma davası, davanın niteliğine bağlı olarak Türkiye’de farklı yerlerde açılabilir. Genel olarak boşanma davaları, eşlerin son altı ay içinde birlikte yaşadıkları yerdeki (eşlerin aile yuvasının bulunduğu yer) Aile Mahkemeleri’nde açılır. Eğer aile yuvası Türkiye’de değilse, Türkiye’de herhangi bir yerleşim yeri yoksa, dava, davalının yerleşim yerindeki Aile Mahkemesi’nde açılabilir. Eşlerden birinin yabancı uyruklu olması durumunda, dava Türkiye’de açılacaksa, Türk Mahkemelerinin uluslararası yetkisine göre işlem yapılmalıdır ve genellikle Türkiye’de yaşayan eşin ikametgâhının bulunduğu yerdeki Aile Mahkemesi yetkilidir.